TUR’eKen, TÜR’eKen, Türk Kimdir?

Blog Yazan Eki 29, 2023 İlk Yorum Şansı

Türk kavramını anlatmak için, önce evrenin temel prensiplerini anlamamız gerekiyor. Evren, zıtlıkların bir dengede var olduğu yerdir. Gündüz ve gece, sıcak ve soğuk, iyi ve kötü gibi zıtlıklar birbirinin varlık sebebidir. Birinin varlığı, diğerinin yokluğuna bağlıdır; bu, evrenin temel denklemidir: “artı sonsuz eksi sonsuz eşittir sıfır”. Varlık ve yokluk, birbirini yok ettiğinde geriye hiçlik kalır.

İşte herkesin aradığı tanrı hiçlik. Bir paradokstur aslında yanılgı buradan gelir. Tanrı her şeyin var olduğu ama ikisinin de birbirini götürüp hiçbir şeyin olmadığı hiçliktir.

Aslında yok ama yokluğu ile var.

Dedim ya size bu bir paradoks. Evreni yaratmak için birbirlerini götüren nötrleyen her madde ve anti madde birbirinden ayrılıyor ve bu sayede varlık ve yokluk alemi yaratılıyor. 0 1 1 2 3 5 8 13… her bir madde bir önceki madde ile toplanarak sonsuza giden bir titreşim hakim oluyor evrene. Bu sayede hareketsizlikten harekete geçiş oluyor ve yokluktan varlık yaratıyor. Aslında bu bir illüzyon, hayal.

Bir düşünürün dediği gibi. Soğuk, sıcağın olmama durumu. Karanlık, ışığın olmama durumu.

Yani 0-1, Evet-Hayır, Varlık Yokluk. Demek ki Sonsuz olasılıklı bir evrende yaşayan canlarız hepimiz.

Yokluğun (Karanlığın) hizmetkarları; dünyayı, evreni, kainatı yok etmek için çalışır.

Varlığın (Işığın) hizmetkarları; Yok oluşa sürüklenen varlığın devamlılığı için savaşır, aydınlık için güzellikler için çalışır.

Gezegenler, yıldızlar, galaksiler bir karadeliğin etrafında dönerler. Karadeliğe doğru çekilirler veya yokluğa doğru düşerler. Nasıl tabir edeceğin senin nasıl algıladığın ile ilgilidir. Hareket varlığın devamlılığını getirirken durmak yok oluşa gider. Bu yüzden her şey döner

Gelelim Türk meselesine. evreni yok etmek isteyen karanlık gücün düşmanı var etmek isteyen, kara delik tarafından çekilen dünyanın yörüngesine yeni yeni turlar ekleyen ve yaşamdaki farklılık ve zenginliği arttırmak için hayal ederek yeni türler ekleyen varlığın temsilcisidir Türk (TÜR’eKen) demek. Bu bir felsefedir.

Size Atamızın Konuya Bakış Açısını İleteyim.

“Bu memleket, dünyanın beklemediği, asla ümit etmediği bir müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine, yüksek sahne oldu. Bu sahne 7 bin senelik, en aşağı, bir Türk beşiğidir. Beşik tabiatın rüzgarları ile sallandı; beşiğin içindeki çocuk tabiatın yağmurları ile yıkandı. O çocuk tabiatın şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından evvela korkar gibi oldu; sonra onlara alıştı; onları tabiatın babası tanıdı, onların oğlu oldu; Bir gün o tabiat çocuğu tabiat oldu; şimşek, yıldırım, güneş oldu; Türk oldu. Türk budur. Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir.”

Mustafa Kemal ATATÜRK

HAKİKAT NEREDE? (OĞUZOĞULLARI)

Gafil, hangi üç asır, hangi on asır
Tuna ezelden Türk diyarıdır.
Bilinen tarihler söylememiş bunu
Kalkıyor örtüler, örtülen doğacak,
Dinleyin sesini doğan tarihin,
Aydınlıkta karaltı, karaltıda şafak
Yalan tarihi gömüp, doğru tarihe gidin.
Asya’nın ortasında Oğuz oğulları,
Avrupa’nın Alplerinde Oğuz torunları
Doğudan çıkan biz, Batıdan yine biz
Nerde olsa, ne olsa kendimizi biliriz
Türk sadece bir milletin adı değil,
Türk, bütün adamların birliğidir.
Ey birbirine diş bileyen yığınlar,
Ey yığın yığın insan gafletleri!
Yırtılsın gözlerdeki gafletten perde,
Dünya o zaman görecek hakikat nerede,
Hakikat nerede?

Mustafa Kemal Atatürk bu şiiri 1932 yılında İsmail Habib Sevük’e dikte ettirmiştir.

M

100 yıldır Atamı basit bir ırkçı olmakla suçladılar. Anlamadılar Atatürk yokluğun uşaklarına çelme takmış, yeni bir tur eklemiş. Son Yüz yıldaki en büyük varlık temsilcisidir. Yüceliğini azaltmak için konuyu başka noktalara (din, Irk, vb…)çekmeye çalışmışlardır. Konu gayet basittir. Sömürmek yok etmek isteyen birlik, Türklüğü yok etmek bitirmek istemektedirler nafile bir ümitle.

Uyan ey Türk genci Irkının ne olduğu önemli değil yokluğun sömürüsüne baş kaldıran ve savaşan her can Türk’tür, adamdır, er kişidir, kurttur.

Birde bunun karşısında yokluğun aldatmacasına kanmış Mankurtlar vardır. Yolundan şaşmış, özünü unutmuş var etmek yerine gücünü yok etmeye kullanan Mankurtlar. Irklar yalandır ve insanlık bir bütündür.

Bundan önceki inancın ne olursa olsun sonuç olarak bu dediklerime çıkar. Evrim teorisine inanıyorsan eğer evrim hatalar ve tesadüfler üzerine ilerler ve genetik bir mutasyonun sonucunda hatalı değişiklik eğer ortam şartlarında bu ayrıcalığı ona avantaj sağlarsa hayatta kalır ve devam eder, çoğalır. Bu demek oluyor ki insan denilen Homo Sapiens bir soydan gelmektedir hepsi aynı cinstir.

Yok eğer semavi dinlere inanıyorsanız o zaman da Adem ile Havva’dan geldiğinize inanıyorsunuz demek oluyor ve bütün insanlık kardeş demek oluyor. Aynı şey fark yok.

Artık bu savaşlar bu kanlar dursun. Cumhuriyetimizin ve özgürlüğümüzün 100. yılına girerken dünya siyasetine yön veren yokluğun temsilcileri Türkiye’yi savaşa çekmek istiyor ve bunu vatandaşlarımızın dini duygularını kullanarak yapmayı planlıyorlar. Gelme oyuna düşman başka ülkelerdeki tanımadığınız insanlar değil. Düşman her milletin içinde olan ve kan ile beslenen yönetici ve siyasilerdir. Ayırt etmeden söylüyorum. Kimse sevgiden saygıdan paylaşmaktan bahsetmiyor. Hepsinin ağzında farklı bir düşman farklı bir hikaye ve faklı bir yalan var. Siyasilerin dolduruşuna gelip bu savaş ve kaosun yayılmasına sebep olma. Çünkü sen Türk’sün düşüncen evrende var olur onların isteklerini düşünerek var etme.

Yazımı Gençliğe Hitabe ile bitirmek istiyorum.

Ey Türk gençliği! Birinci vazifen; Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.

   Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dâhilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklal ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin. Bu imkân ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklal ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakruzaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.

   Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.

Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK

Not: Bu yazı bazı canlar için yeterince açık olmayabilir. Sonraki yazılarımda konuları daha derinlemesine ele alarak açıklayacağım. Takipte kalın
Avatar
Yazar

Bir varmış, Bir yokmuş

İlk Yorum Şansı

Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir